Ramazan ayı sadece bir ibadet döneminin değil, kendine has geleneklerin de yer aldığı özel bir ayın adıdır.  Eski tarihlerde Ramazan’a özgü eğlenceler, seyirlik halk oyunları bile bulunurdu. Yine konu komşu birlikte iftar yapmak gibi çok değerli bir Ramazan adeti de bulunuyordu. Konumuz tabi ki yiyecek ve içecek kültürü olduğuna göre Ramazan’a has yemeklerin ve içeklerin önemini de vurgulamak gerekiyor. Örneğin Fındıkzade Ramazan şerbeti bu geleneğin en somut yansımalarından biridir. Günümüzde yerini gazlı içeceklere ve ayran devretse de, Ramazan aylarına özgü Fındıkzade Ramazan şerbeti, diğer geleneksel mutfak kültürü varlıklarımız gibi anımsanmaya ve yaşatmaya değerdir.

Zencefil, karanfil, zencefil ve tarçın baharatlarıyla kuru erik ve kurum üzümün eklenerek kaynatılmasıyla elde edilen Fındıkzade Ramazan şerbeti genelde balla tatlandırılarak içilirdi. Fındıkzade Ramazan şerbeti günümüzde varlığını sınırlı ölçüde sürdüren önemli bir Ramazan sofrası unsurumuzdur. Bu tip içeceklerin meyve ve baharat içecekleriyle günümüzün endüstriyel içeceklerinden çok daha sağlıklı olduğunu anımsayarak, Ramazan şerbeti gibi kültürel miraslarımıza sahip çıkmamız gerekir.