Osmanlı İmparatorluğu’nda İstanbul saray mutfağı kendine özgü olması yanında son derece zengin bir çeşitliğe sahipti. İlk bakışta farklı imparatorluk ve krallıklarda da saray mutfaklarının çok zengin bir çeşitliliğe sahip olduğu düşünülebilir. Bu kısmen doğru olsa da, Osmanlı için durum, kültürel bir zenginliğin İstanbul saray mutfağı olarak sofraya yansımasıydı. Ve hem çeşitlilik hem de kalite daha fazlaydı. Şöyle ki asli unsur olan Türkler ta Orta Asya’dan getirdikleri yemek geleneklerini, göçebe bir kültüre dayanmaları hasebiyle, göç yolları boyunca farklı coğrafyaların yemeklerinden etkilenerek çeşitlendirmişlerdi. Buna İslam mutfağının yemek ve gelenekleri eklenmiş, üstüne üstlük çok geniş bir coğrafyaya, hem doğuya hem batıya yayılan devletin bir uzantısı olarak farklı ülke mutfaklarından örnekler de saraya mutfağında kendine yer bulmuştu.
Alkollü içecekler, domuz eti ve dinen haram veya mekruh sayılan yiyecek ve içeceklere yer verilmez, yabancı konuklar için bile bu tip yiyecek içecekler hazırlanmazlardı.
Tatlıların, et yemeklerinin, pilavların ve hamur işlerinin özel bir yere sahip olduğu Saray mutfağı benzersiz örnekleriyle ve en kaliteli haliyle Şerbethane tarafından kitlelerle buluşturuluyor.
Şerbethane Cafe & Restaurant; Sultanahmet Camii ve Külliyesinin altında, Arasta Çarşısı Sokakta yer almaktadır. Şerbethane; Sultanahmet'in en nezih Cafe ve Restaurantlarından olup, yerli ve yabancı turistler ile turist kafilelerinden oluşan bir müşteri portföyüne sahiptir. Şerbethane’de; Osmanlı Şerbeti, Kahvaltı, Dünya Mutfağından Seçmeler, Nargile, Çay, Kahve ve Meşrubat Çeşitleri ile hizmet verilmektedir.