Fatih Yemek; besin enerjisi yani dinç kalmak için gerekli enerjiye sahip olma gerekliliğinin heterotrofik bir organizma sağlanması ve biyolojik olarak büyümemize katkı sağlayan işlemden geçmiş sunum olarak iştah kabartan vazgeçilmezimizin adıdır.

Yemekler için lüzumlu bütün maddeler elbetteki tabiatın bir parçasıdır. Bu maddeler hayvansal, bitkisel ve de madensel olarak üç ana kategoriye ayrılır. Süt, Yumurta, Et, Su, Yağ bunlar yemeklerin ana unsurlarının başında gelmektedir.

Balıketi ve kuzu eti yemeklerde kullandığımız etlerin başında gelmektedir. Kuzu eti özellikle yumuşak olması ve sindiriminin kolay olması sebebiyle yemeğe ayrı bir anlam ve tat katar. Kuzu etinin pişmesi de rahat olduğu için hem tavada, hem ızgarada hem de sulu yemeklerde gözde etlerdendir.  

Tuz yemeklerin tadının damaklarımıza hitap etmesini sağlar. Sunumu harika bir yemeğin tuzunun eksik olması düşünülemez. Çünkü görüntüsü itibariyle iştah kabartan ama tadı damağa hitap etmeyen bir durum ortaya çıkarır. Bu nedenle yemeklerde tuzun seviyesini doğru tutmak önem arz ettiği gibi; fazla tuz insan sağlığını tehdit etmektedir. Tuz insanda direnci artıran bir maddedir. Ancak fazla kullanımı sağlık açısından çok önemli olumsuz sonuçlar doğurur.

Fatih Yemekler doğru beslenmemizin temelini oluşturduğu için az veya çok yemek yememeye vücudumuzun ihtiyacından fazlasını almamaya özen göstermemiz gerekmektedir. Fazla alınmış besin kaynağı yemek vücut yapımızın bozulmasına ve metabolizmamızın dengesiz olarak büyümesine sebep olacağından dikkatli olmakta elbette fayda vardır.

Fatih Yemek gastronomi bilim dalının ilgi alanına girmekte ve yemeğin tarih boyunca önemi mutfak kültürüyle harmanlandığından günümüze kadar gelmesiyle anlaşılmaktadır.