Sultanahmet Çay Türklerin milli ve yerli içeceğidir. İlk olarak Milattan önce 59 yılında Çin’de ortaya çıktığı bilinmekte. Ancak daha erken icat edilmiş olma ihtimali de çok yüksek. Sultanahmet Çay genelde sıcak içilen bir içecek olmasıyla birlikte günümüzde soğuk olarak da tüketilen bir meşrubat olarak önümüze çıkmaktadır.
Çay çeşitli bitkilerin yapraklarının suda kaynatılmasından elde edilen ve yukarıda değindiğimiz gibi sıcak içilen bir içecektir. Türkiye’de çay’ın başkenti hiç şüphesiz Rize’dir. Türkiye Dünya’da çayın en çok tüketildiği beşinci ülkedir. İlk Sırada nüfus yoğunluğuyla Çin Halk Cumhuriyeti gelmektedir.
Çay içerisinde bulunan mineraller nedeniyle kemik ve diş sağlığına faydalı bir içecek olmasıyla beraber gün aşırı çok tüketim diğer besin kaynaklarında olduğu gibi insan sağlığını tehdit edebilmektedir.
Sultanahmet Çayı bir çok kategoriye göre sınıflandırmak mümkündür. Siyah çay bunların başında gelir. Bitki çayı diye de geçen yeşil çayları sarı çay takip etmekte, beyaz çay, oolong çayı, pu-erh çayı da bilinen diğer çaylardandır.
Dumanı üstünde kıvamında demlenmiş bir siyah çay çoğunluğun genelde yemekten sonra veya sigarayla tükettiği, zevkle içtiği çaylardandır.
Suyla birlikte uzun sürede demlenen çay rengini ve tadını suya vermektedir. Demi süzgeçten geçirilen çayın görüntü itibariyle kıp kırmızı ve günümüzde vazgeçilmez deyim olarak da tavşan kanını andırdığını unutmamak lazım. Lipton çay markası dünyada en çok satan marka olmakla birlikte. Türkiye’nin milli çay markası elbetteki; çaykurdur.
Şerbethane Cafe & Restaurant; Sultanahmet Camii ve Külliyesinin altında, Arasta Çarşısı Sokakta yer almaktadır. Şerbethane; Sultanahmet'in en nezih Cafe ve Restaurantlarından olup, yerli ve yabancı turistler ile turist kafilelerinden oluşan bir müşteri portföyüne sahiptir. Şerbethane’de; Osmanlı Şerbeti, Kahvaltı, Dünya Mutfağından Seçmeler, Nargile, Çay, Kahve ve Meşrubat Çeşitleri ile hizmet verilmektedir.